Böbrek rahatsızlığına ne iyi gelir? Böbrek hastaları nasıl beslenmeli?

Böbrekler, karın organlarının arka kısmında, omurganın her iki yanında, bel bölgesinin biraz üzerinde yer alan iki adet fasülye biçimindeki organlarımızdır. Kandan zararlı atıkların atılmasını, vücut sıvılarının dengede tutulmasını sağlamak gibi görevleri olan önemli boşaltım organlarıdır.

Birçok insan iki böbreğe sahiptir. Fakat bazı insanlar, tek bir böbrek ile de yaşamlarını sürdürebilmektedir.

 

 

Böbrekler ne işe yarar?

  • Atıkların boşaltımı: Böbrekler, vücutta metabolizma sonucu oluşan zararlı ve atık maddelerin kandan filtre edilip vücuttan dışarı atılmasını sağlar. Bunlar toksinler, fazla tuz, kreatinin ve üre gibi atıklardır. Üre, hücre metabolizması sonucu oluşan azot içeren bir atıktır. Karaciğerde sentezlenir ve dışarı atılması için böbreklere kan yoluyla taşınır. Böbrekler, kandaki üreyi filtre ederek kanın temizlenmesini sağlar.
  • Su düzeyinin dengelemesi: Böbrekler, ürenin kimyasal olarak parçalanmasında önemlidir ve gün boyunca, vücudun su düzeyinde meydana gelen değişikliklere tepki verir. Eğer gün boyu vücuda alınan su miktarı düşerse, böbrekler bu duruma uyum gösterir ve suyu dışarıya atmak yerine suyun vücutta kalmasını ve su düzeyinin dengelenmesini sağlar.
  • Tansiyonun (kan basıncı) düzenlenmesi: Böbrekler, kanı filtre edebilmek için sürekli bir basınca ihtiyaç duyar. Kan basıncı eğer çok düşerse, böbrekler bu basıncı yükseltir. Kan basıncını yükseltmenin bir yolu, anjiotensin denilen damar büzücü proteinin üretimidir. Bu protein, ayrıca vücudun suyu ve tuzu tutmasını da uyarır. Böylece hem damarların büzülmesi hem de vücudun su ve tuz miktarını koruması sayesinde kan basıncının normale dönmesi sağlanmış olur.
  • Kırmızı kan hücreleri yapımının düzenlenmesi: Böbrekler, yeterince oksijen alamadıkları zaman kemik iliğini uyaran ve daha fazla oksijen taşıyacak kırmızı kan hücrelerinin yapımını sağlayan eritropoietin denilen bir hormon salgılar.
  • Asit dengesinin düzenlenmesi: Hücre metabolizmaları sonucunda vücutta asit üretilir. Tükettiğimiz yiyecekler, vücudumuzun asit düzeyini artırabilir veya asidi nötralize edebilir. Vücudumuzun düzgün bir şekilde çalışabilmesi için bu kimyasalların sağlıklı bir şekilde dengede tutulması gerekir. Böbrekler yalnızca asit değil suyun, minerallerin, glikozun ve proteinlerin de dengede tutulmasına yardımcı olur.

 

Böbrek rahatsızlıkları neden oluşur?

Böbrek rahatsızlıkları, dünya nüfusunun %10’unu etkileyen yaygın bir problemdir.

Böbrek rahatsızlıklarının oluşmasındaki en büyük risk faktörleri diyabet ve yüksek tansiyondur. Ayrıca, obezite, sigara, genetik, cinsiyet ve yaş gibi faktörler de böbrek rahatsızlığı riskini artırabilmektedir.

Kontrol altına alınmamış kan şekeri ve yüksek kan basıncı, böbreklerdeki kan damarlarına hasar vererek optimum düzeyde görev yapma kabiliyetini düşürmektedir.

 

Böbrek rahatsızlığı olanlar nelere dikkat etmelidir?

Böbrekler, düzgün çalışmadığı zaman besinlerden gelen zararlı atıklar kanda birikir. Bu nedenle, böbrek rahatsızlığı olan kişilerin mutlaka yediklerine dikkat ederek özel bir diyet uygulamaları gerekmektedir. Diyetle ilgili yapılacak sınırlamalar, böbrek hasarı düzeyine bağlı olarak değişiklik gösterir.

Mesela, böbrek hastalığının erken evresinde olan kişiler, böbrek yetmezliği olan kişilere göre farklı sınırlara sahiptir. Eğer sizin de böbrek rahatsızlığınız varsa, doktorunuz sizin bireysel ihtiyaçlarınıza en uygun diyeti belirleyecektir.

İlerlemiş böbrek rahatsızlığı olan kişilerin, kanda oluşacak zararlı atıkların miktarını azaltacak, böbrek dostu olan diyetleri uygulamaları son derece önemlidir. Bu diyetler, böbrek fonksiyonlarının artırılmasına ve daha ileri hasarların oluşumunun da engellenmesine yardımcı olmaktadır. Diyetle ilgili sınırlar değişse de, böbrek rahatsızlığı olan herkes aşağıdaki besinlerin kullanımını sınırlamalıdır:

  • Sodyum: Sodyum, birçok besinde bulunur ve yemeklik tuzun ana bileşenidir. Hasarlı böbrekler, vücuttaki fazla tuzu filtre edemez ve bu durumda kanda sodyum miktarı yükselir. Sodyumun genellikle günde 2,000 mg’dan daha az tüketilmesi önerilmektedir.
  • Potasyum: Potasyumun vücutta birçok önemli görevi bulunur; fakat böbrek rahatsızlığı olanların, potasyumu kanda tehlike arz edecek yüksek miktarlarda birikmemesi için sınırlı bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Potasyumun günlük olarak tüketilmesi tavsiye edilen miktarı 2,000 mg’ın altındaki miktarlardır.
  • Fosfor: Hasarlı böbrekler, kandaki fazla fosforu filtre edemez. Bu mineral birçok besinde bulunur. Yüksek miktarlardaki fosfor, vücuda birçok zarar verir. Bu nedenle de diyette yer alması gereken ve tavsiye edilen günlük fosfor miktarı 800-1,000 mg olmalıdır.
  • Protein: Böbrek hastalarının diyetlerinde sınırlama koymaları gereken besinlerden bir diğeri de proteinlerdir. Çünkü protein metabolizması sonucunda oluşan atıklar hasarlı böbrekler tarafından vücuttan dışarıya atılamamaktadır. Bununla birlikte, kanı filtre edip temizleyen bir tedavi yöntemi olan diyalize giren son evre böbrek hastalığı (böbrek yetmezliği) olan kişilerin ise daha fazla protein ihtiyaçları olmaktadır. Böbrek rahatsızlığı olan her kişi farklıdır, bu nedenle doktorunuzdan bireysel ihtiyaçlarınıza en uygun diyet konusunda bilgi almanızı öneririz.

 

Böbrek rahatsızlığına iyi gelen besinler nelerdir?

Lezzetli ve sağlıklı olmalarının yanı sıra düşük miktarlarda fosfor, potasyum ve sodyum içeren, böbrek rahatsızlığı olan kişilerin diyetlerine rahatlıkla ekleyebileceği en iyi 10 besin şunlardır:

1) Karnabahar:

Karnabahar, C ve K vitaminleri, folik asit olan B9 vitamini içeren oldukça besleyici bir sebzedir. İndol adı verilen anti-enflamatuvar bileşikler açısından zengindir ve müthiş bir lif kaynağıdır.

1 bardak (124 g) pişmiş karnabahar içeriği:

  • Sodyum : 19 mg
  • Potasyum: 176 mg
  • Fosfor: 40 mg

 

 2)Yaban mersini:

Yaban mersini, tüketebileceğiniz en iyi antioksidan kaynaklarından biridir. Bu tatlı meyveler, kalp hastalıklarına, belirli kanser türlerine, bilişsel zayıflama ve diyabete karşı koruyucu etkisi bulunan antosiyanin denen antioksidanları içerir.

1 bardak (148 g) yaban mersini içeriği:

  • Sodyum: 1,5 mg
  • Potasyum: 114 mg
  • Fosfor: 18 mg

 

3) Levrek:

Yüksek kaliteli protein ve omega-3 yağ asitleri açısından oldukça zengindir. Omega-3 yağ asitleri, enflamasyon gidericidir ve hafıza zayıflığı, depresyon ve anksiyete riskini azaltır. Fosfor içeriğinin kontrol altında tutulması açısından fazla tüketilmemesi tavsiye edilir.

85 g pişmiş levrek içeriği:

  • Sodyum : 74 mg
  • Potasyum: 279 mg
  • Fosfor: 211 mg

 

 4) Kırmızı üzüm:

Lezzetli olmasının yanı sıra birçok besleyici bileşik içerir. C vitamini açısından zengin olan kırmızı üzüm, flavonoid denilen antioksidanlar sayesinde enflamasyon giderici özelliğe sahiptir. Ayrıca resveratrol denilen flavonoidler sayesinde kalp sağlığınızı korumak, diyabet ve hafıza güçlüğüne karşı koruma sağlamak mümkündür.

Yarım bardak (75 g) kırmızı üzüm içeriği:

  • Sodyum : 1,5 mg
  • Potasyum: 144 mg
  • Fosfor: 15 mg

 

5) Yumurta akı:

Böbrek dostu, yüksek kaliteli protein kaynağıdır. Diyaliz tedavisi gören hastalar için diyet listesinde bulunması gereken iyi bir protein kaynağıdır.

Büyük, 2 adet (66 g) yumurta akı içeriği:

  • Sodyum : 110 mg
  • Potasyum: 108 mg
  • Fosfor: 10 mg

 

 6) Sarımsak:

Sarımsak, tuz yerine kullanılabilecek hem besleyici hem de lezzetli bir alternatif olabilir. Manganez, C ve B6 vitamini, anti-enflamatuvar özelliği olan sülfür bileşikleri içerir.

3 diş (9 g) sarımsak içeriği:

  • Sodyum : 1,5 mg
  • Potasyum: 36 mg
  • Fosfor: 14 mg

 

7) Kara buğday:

İyi bir B vitamini, magnezyum, demir ve lif kaynağıdır. Ayrıca gluten içermediğinden Çölyak hastaları veya gluten intoleransı olanlar için sağlıklı bir alternatif olabilir.

Yarım bardak (84 g) pişmiş karabuğday içeriği:

  • Sodyum : 3,5 mg
  • Potasyum: 74 mg
  • Fosfor: 59 mg

 

 8) Zeytinyağı:

Fosfor içermeyen, sağlıklı bir yağ olan zeytinyağı, oleik asit denilen doymamış yağ asitleri içermesi nedeniyle anti-enflamatuvar özelliklere sahiptir. Böbrek hastalarının kullanımı için oldukça uygun ve sağlıklı bir yağdır.

28 g zeytinyağı içeriği:

  • Sodyum : 0,6 mg
  • Potasyum: 0,3 mg
  • Fosfor: 0 mg

 

 9) Beyaz lahana:

K, C, ve birçok B vitamini içeren bol lifli yapısı sayesinde beyaz lahana, düzenli bağırsak hareketlerine katkıda bulunur ve sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri vardır.

1 bardak (70 g) beyaz lahana içeriği:

  • Sodyum : 13 mg
  • Potasyum: 119 mg
  • Fosfor: 18 mg

 

 10) Soğan:

B ve C vitamini, manganez ve prebiyotik lif içeren soğan, sarımsak ve zeytinyağı ile sote edilerek, yemeklere lezzet vermesi açısından tuz yerine tercih edilebilecek, sodyum içeriği çok düşük bir besindir.

1 adet küçük boy (70 g) soğan içeriği:

  • Sodyum : 3 mg
  • Potasyum: 102 mg
  • Fosfor: 20 mg

18 Ocak 2018 

Görüşlerinizi Belirtmek İster misiniz?